3 Mayıs 2017 Çarşamba

Pinkfreud - Türk Kızının 50 Tonu



              Uzun bir zaman oldu buralara uğramayalı. Tekrardan merhaba o halde. Biraz önce son bir sayfa kala otobüsten indiğim, yolda bitirdiğim kitabı anlatacağım. Ama spoiler vermeden nasıl anlatırım bilmiyorum. Cidden bayıldım kitaba. Ahh Pelo ah neler yaşamışsın..

              Pelonun aşk hayatını anlatıyor aslında, Aliyle olan aşkını. Bunun aşk mı olup olmadığına da okurken siz karar verin bence ya da aşksa nasıl bir aşk olduğuna. Çok aşık olduğunuzu düşünün ama nasıl bir aşk, sanki ilk defa öpüşmüş, ilk defa hayatınızda biri varmış gibi bir aşk. Hem mutlu hem mutsuz. Hem deli hem hüzünlü. Öyle bir aşk işte Pelininki de.

             

             Hikayede biraz trajikomik zaten. Hem güldürüyor, hem düşündürüyor. ''Aaa ben bunu yaşamıştım'' diyorsun her sayfa da. ''Demek ki başıma gelen de buymuş'' diyorsun. Okurken evet, aynen demekten kendimi alamadım. Altını çizdiğim cümleler ise buradan bizim köye kadar yol olur zaten. Her cümlesinde kendinizden bir şeyler bulacaksınız, aşklarınızdan ya da aşk sandıklarınızdan.

             Herkesin hayatına da Ali gibi biri girmiştir ya sen o aşktaki Pelinsindir ya da sevdiğin insan Ali. Ama yaşamışsındır bunu. Bu kez son diyip körkütük aşık olmuş, arkadaşlarını, çevreni ve kendini kaybetmişsindir. Karşınıza Ali gibi kendinizi kaybettirecek birinin çıkmaması dileğiyle..


            ''Bırak adam seni sevsin, senin kendini sevdirmek için yaptıklarını değil.''




            











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder